Ankara’daki Çankaya Üniversitesi'nde Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel, 2 Ocak 2019'da üniversite yerleşkesindeki odasında sınavda kopya çekerken yakaladığı öğrencisi Hasan İsmail Hikmet (23) tarafından tabancayla vurulduktan sonra bıçaklanarak öldürüldü.
Hasan İsmail Hikmet, Ankara 33'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davada, 'kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Karar, Yargıtay tarafından da onandı.
Müvekkilinin katlettiği araştırma görevlisine ‘istimarcı’ dedi
Sanık avukatı Vahit Bıçak, duruşmadaki savunmasında, 27 yaşındaki Ceren Damar Şenel'in müvekkiline cinsel istismarda bulunduğunu, konumunu kullanarak bu istismarı sürdürdüğünü ve müvekkilini tehdit ettiğini iddia etti.
Bıçak, yine sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Sevgili lise ve üniversite öğrencisi gençler; üzerinizde otorite kullanma yetkisine sahip öğretmen, öğretim üyesi, okutman, araştırma görevlisi vs. yüksek not verme veya başka vaatlerle cinsel taleplerde bulunursa sakın sessiz kalmayın.” ifadelerini kullandı.
10 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı
Damar Ailesi, bunun üzerine sanık avukatı Vahit Bıçak hakkında, duruşma sırasında yaptığı savunmalar, sosyal medya paylaşımları ve açıklamaları nedeniyle şikayette bulundu.
Avukat Vahit Bıçak hakkında, 'kişinin hatırasına hakaret' ve 'hakaret' suçlarından 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
3'üncü celseye cübbesiyle katıldı
Ankara 35'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk iki duruşmasına mazeret bildirerek gelmeyen ve hakkında zorla getirilme kararı verilen Vahit Bıçak, bugünkü duruşmaya avukatı ile birlikte katıldı.
Kimlik tespiti sırasında avukat cübbesi ile sanık avukatlarının bulunduğu bölümde oturan Vahit Bıçak, mahkemenin uyarısı ile sanık kürsüsüne geçti.
Bu sırada Ceren Damar Şenel'in ailesinin avukatları, Bıçak'ın cübbesini çıkarması gerektiği yönünde mahkemeye talepte bulundu.
Bu talep üzerine Bıçak, "Ben avukatlık mesleğimi icra ettiğim için buradayım. Ne giyeceğime ben karar veririm. Ceketimi de çıkarayım mı?" diye karşılık verdi.
Bu diyalog müşteki avukatlarının talepleri ile tutanağa geçirilirken sanık Bıçak, "Tamam çıkarıyorum." diyerek, cübbesini çıkardı.
"Ben profesyonel bir avukatım"
Savunmasına başlarken, hakkındaki iddianamenin yetkisi olmayan merciiler tarafından hazırlandığını, bu nedenle hukuken bir geçerliliği olmadığını savunan sanık Bıçak, "Burada ne hakaret içeren bir kelime ne de bir cümle yok. Ben profesyonel bir avukatım. Avukatlık sözleşmesi yaptığım kişinin argümanlarını dinler ve ona sadık kalırım. Kesinlikle yönlendirme yapmam. Suç isnat edilen davada da aynısı olmuştur. Cinayet öncesi her iki tarafı da tanımam. İddianamede geçen cümleler bana ait değildir. Sanık ve tanık beyanları ve dosyada bulunan deliller kapsamında oluşturulmuş bir savunmadır." dedi.
"Bu siyasi komplo duruşmasıdır"
Savunma hakkının kutsal olduğunu ve hiçbir avukatın savunmasını üstlendiği sanıkla suç ortağı sayılamayacağını ifade eden sanık Bıçak, "Bu duruşma siyasi komplo duruşmasıdır. Siyasi atmosfer değiştiğinde bu yargılama yeniden yapılacaktır." ifadelerini kullandı.
Ortada dedikodularla yürütülen kendisine yönelik bir linç kampanyasının olduğunu ileri süren sanık Bıçak, "Avukatlar üstlendikleri davalardan sorumlu değildir. Sanıkla özdeşleştirilemezler. Savunma maksatlı kurduğum cümlelerde hakaret suçunun maddi ve manevi unsurları oluşmamıştır. Suç kastı yoktur. Savunmadaki sözlerimiz cımbızla alınarak medyaya servis edilmiştir. Tamamen avukatlık görevi nedeniyle söylediğimiz sözlerdir." dedi.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istedi
Sanık Bıçak, mahkumiyet halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını kabul edip etmediği sorulan sanık Bıçak, "Bu konuda da yakın zamanda Anayasa Mahkemesi'nin 'yargılama başlarken sanığa böyle bir soru sorulmasının ihlal kararı olduğu' yönünde kararı var. Bu sorunun sorulması 'usul ihlali' diyor. Bu konunun Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesini talep ediyorum." ifadelerini kullandı.
Karardan bilgileri olduğunu belirten mahkeme başkanı, sorusunu tekrarladı.
Sanık Bıçak, "Kabul ediyorum." diye karşılık verdi.
Yorum Yazın